T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
BİTLİS / ADİLCEVAZ - Akçıra Köyü İlkokulu

OYUNLAR

Örnek Oyunlar

Haz

Grup halinde oynanır. Kaç kişi oynayacaksa o sayıda meyve grubu oluşturup isimlerini küçük kâğıtlara kişi sayısı kadar yazılır. Sonra bu kâğıtlar karıştırılıp oyunculara dağıtılır. Oyuncular ellerinde aynı meyve grubunu biriktirmeye çalışırlar. Sıra ile her seferinde bir meyve değiştirilir. 

Aynı meyve grubunu elinde ilk tamamlayan kişim Hımbıl diyerek elini ortaya koyar. Eli en üstte kalan hiç puan alamaz. En çok puan toplayan oyunu kazanır.

Haz

Toptan kaçma veya yakartop, bir çocuk oyunu. Bir takım oyunudur ve takımlar en az ikişer kişiden oluşur; ancak yeterli oyuncu olmadığında üç kişi arasında takımsız olarak da oynanabilir.

Oyun anında takımları atıcı takım ve kaçıcı takım olarak adlandırmak mümkündür.

Atıcı takımın elemanları, aralarında 15–25 m civarında bir mesafe olan iki çizgiye çekilir. Kaçıcılar bu iki çizginin tam ortasına yerleşir. Atıcıların amacı kaçıcı takım elemanlarını elle attıkları topla vurmaktır.Atıcılar yerden isterlerse de yukarıdan vurabilirler. Vurulan kişi oyun dışı kalır. Eğer atıcılar diğer takımın tüm elemanlarını vururlarsa kaçıcı olurlar ve oyun yeniden başlar. Atıcı takıma bir puan yazılır. Atıcıların attığı top kaçıcılar tarafından tutulursa kaçıcılar bir puan kazanır veya bazı varyantlarında vurulan bir elemanları oyuna geri döner.

Haz

Körebe, dünya genelinde yaygın bir şekilde oynanan bir çocuk oyunu.

Körebe olarak adlandırılan oyuncunun gözleri mendil veya eşarp gibi bir malzemeyle bağlanır ve ebe etrafını göremez hale getirilir. Diğer oyuncular körebenin etrafında dolaşır ve ona dokunurlar. Körebe onları yakalamaya çalışır. Körebe gözleri kapalı şekilde birini yakalarsa o ebe olur. Oyun böyle devam eder. Bu oyun herhangi bir alanda oynanabilir. Körebenin gözleri kapalı olacağı için oyun alanından körebenin çarpabileceği eşyalar kaldırılmalıdır. Oyuncu sınırı yoktur. Oyun süresi yoktur.

Haz

Oyuna başlayan takımın (örneğin A takımı) oyuncusu çomağın ucunu çukura sokar ve çeliği -alttan vurarak- havalandırır. Oyun oynanan saha büyükse havadaki çeliğe bir daha vurarak mümkün olduğunca uzağa gönderir. Saha küçükse sadece çukur içinden bir kez vurarak (hızla iterek) ileri doğru gönderir. Belirli bir mesafede bekleyen rakip takımın (B takımı) oyuncuları havadaki çeliği yere düşmeden yakalamaya çalışır. Yakalayamazlarsa cezalı duruma düşerler.

 

Rakip takımdan bir oyuncu veya takımın hepsi sekerek çeliği bulur ve geri getirir. Atıcılar çeliği mümkün olduğunca uzağa atarak rakip takımı yormaya çalışır.

Haz

Birdirbir oyununun çok çeşitli varyantları olmakla birlikte yaygın olarak şöyle oynanır:

 

Oyuna başlamadan önce bir ebe seçilir. Ebeyi belirlemek için çeşitli mini oyunlar oynanabilir. Daha sonra ebenin duracağı (eğileceği) yer belirlenir. Bu yer düzgün ve mümkünse yumuşak zeminli ve genişçe bir alanın ortasında olmalıdır. Ebenin haricindeki oyuncular, ebeden (hızlanabilecekleri kadar) ileride bir kuyruk oluştururlar.

 

Ebe öne doğru eğilip belini kamburlaştırır. Diğer oyuncular sırayla, birdirbir tekerlemesinden kendi sıralarındaki dizeyi söyleyerek ebenin üzerinden atlar.

 

Oyunun bir varyantında atlayan oyuncu en sona geldiğinde kendisi de eğilir. Birinci oyuncu sadece ebe üzerinden, ikinci oyuncu ebe ve birinci oyuncu üzerinden atlar. Bu şekilde atlamaya devam edilir ve son oyuncu tüm oyuncuların üzerinden atlar. Bu türde herkes kendi sırasındaki dizeyi söyler. Örneğin birinci oyuncu "birdir bir", ikinci oyuncu "ikidir iki, ormandaki tilki" der.

 

Oyunun diğer bir varyantında atlayan kişi eğilmez ancak atlarken tekerleme dizesini bağırmasının yanı sıra çeşitli görevleri icra eder. Bu görevleri doğru icra edemezse yanar ve sonraki elde ebe olur. Bu türde tüm dizeleri herkes söyler. Yani tüm oyuncular "birdir bir" diyerek ebenin üzerinden atladıktan sonra "ikidir iki" ye geçilir.

Haz

Seksek, yere tebeşir ile birbirini izleyen kareler ya da daireler çizilmesi ve numaralandırılmasıyla oynanan bir tür sokak oyunudur.

Pek çok çeşidi bulunan bu oyunun bir türünde oyuncular, çizili alanların içine sırayla yassı bir taşı ya da kiremit parçası atarlar. Eğer taş çizili alanların dışına düşer ya da çizgiye denk gelirse, taş atma sırası öbür oyuncuya geçer. Atış başarılıysa oyuncu tek ayağı üzerinde sekerken, taşı öbür ayağıyla iterek bütün boşluklardan geçirmesi gerekir. Eğer öbür ayağı yere değer ya da boşlukların arasındaki çizgilere basarsa yanar ve sırasını kaybeder. Oyun aslında iki tur halinde oynanır. Başlarken 1-8 doğru atarak ilerleyip ikinci turda ise 8-1 doğru geri gidilir.

Başka bir seksek türünde ise taş veya kiremit atıldıktan sonra karelere isabet ederse, oyuncu taşın bulunduğu karenin üstünden atlar, dönüşte çizgilere değmeden de taşı geri alır. 4. 5.ve 7.8. kareler yan yana oldukları için bu karelere taş gelince, yandaki kareye tek ayakla basılır. Eğer taş çizginin üzerine gelirse oyuncu tekrar taşı alır ve tekrar atar. Denge gerektiren bir oyundur. Bu oyunda oyuncular dengeli ve dikkatli olmalıdır.

Haz

Çocuklar arasından bir ebe seçilir. Öteki çocuklar halka olup çömelirler, ellerini dizleri önünde kenetlerler. Oyun başlayınca ebe, halkanın ortasında dolaşır. " Bu yumurta sağlam mı ? Çürük mü ? "der ve bir arkadaşının başına, önden hafifçe iterek dokunur. Dokunulan çocuğun, düşmeden ve çömelik durumda dengede kalması gerekir. Dengesi bozulup geriye ( yada denge sağlayayım derken ileriye ) düşen yada kenetli elleri çözülen çocuk yanmış olur, oyun dışı kalır. Sona kalan bir kaç çocuk alkışlanır. İstenirse oyun yinelenir.

Haz

Oyun alanına bir dikdörtgen çizilir. Bu köprü olur. Çocuklar sayışarak dört tane nöbetçi seçerler. Nöbetçilerin her biri köprünün ( dikdörtgenin ) bir köşesinde durur. Görevleri, köprüden kimseyi geçirmemektir. Öteki çocuklar, köprünün (dikdörtgenin ) uzun kenarlarından birinin dışında dururlar. Yapacakları iş, karşıdan

 

karşıya köprüyü enlemesine geçmektir. Geçmek için köprüye giren çocuğu nöbetçiler kovalar; ona elle dokunmaya çalışırlar. Dokunulan çocuk vurulmuş olur. Vurulan yanar ve o da ötekiler gibi nöbetçi olur. Oyun böylece sürer. Vurulmadan karşıya geçen çocuk oyunu kazanmış sayılır ve alkışlanır.

Haz

Bir ebe seçilir, bu kartal olur. Öteki çocuklar iki kümeye ayrılırlar; bunlar da güvercin olur. Oyun alanına iki yuvarlak çizilir. Bunlar arasında 4-6 metre mesafe bulunur. Bu yuvarlaklar güvercin yuvası olur. İki küme güvercinden bir küme bir yuvada, öteki küme de öteki yuvada durur. Kartal ortada bekler.

Oyun kartalın işaretiyle başlar. Güvercinler yuvadan yuvaya geçerek yer değiştirirler. ( bu geçiş, güvercin uçuşuna öykünülerek yapılır.) Güvercinler yer değiştirirlerken kartal da onları kapmaya çalışır. Kartalın elini dokunduğu çocuk kartala yakalanmış olur, oyundan çıkar. Oyun yeni bir ebe seçilerek yinelenir. Kartallardan hangisi daha çok güvercin yakalamışsa, o birinci olur; alkışlanır.

Haz

Öğretmen, bilinmesi kolay olan sözcüklerden birini ( anne, baba, kardeş, arkadaş, adları gibi ) seçer, dudak hareketleriyle (hiç ses çıkarmadan) söyler. Çocuklar da, söylenen sözcüğün ne olduğunu öğretmenin dudak devinimlerinden bulmaya çalışırlar. Bilen çocuk öğretmen olur. Oyun böylece sürer.

Haz

Oyunun oynanacağı bir alan ( ya çizilerek, yada çocuklara "şuradan dışarı çıkılmayacak" denilerek ) belirlenir. Çocuklar aralarından bir ebe seçerler. Ebe kovalar, çocuklar kaçışırlar. Ebe, yaklaştığı çocuğa eliyle dokunmaya çalışır. Her çocuk ebe yaklaştığı zaman yere çömelir, iki elini başının üzerine ( parmaklarını iç içe geçirerek ) kilitler ve ağzını sıkıca kapatır. Bu devinimleri, ebe kendisine dokunmadan yapabilen çocuk kurtulur, yapamayan çocuk yanar ve ebe olur. Oyun böylece sürer.

Haz

Bu oyun çocuklara renkler öğretildikten sonra oynanır. Renkleri pekiştirme, dikkati arttırma oyunudur.

Öğretmen, küme halindeki çocuklara, üstlerindeki giysilerin, duvarların, kitap kaplarının, blokları, araç-gereç ve oyuncakların vb. renklerini sorar, çocuklar söylerler. Bunlar içinden, özellikle 4-5 nesnenin rengine dikkat çeker.

Daha sonra çocuklar bir ebe seçerler. Ebe yumulur, Öğretmen ebeye, "Ali'nin kazağının rengi nedir ?" diye sorar. Ebe bilirse ebelikten kurtulur, alkışlanır. Bilinen çocuk ebe olur. Ebelik bilinceye kadar devam sürer.

"Rengi nedir ?" sorusunu, öğretmen yerine herhangi bir çocuk da sorabilir. Ebe değiştikçe, soran çocuk da değişebilir. Soran çocuk da ebe gibi seçimle belirlenebilir.

Haz

Gazeteleri arka bahçede farklı yerlere dağıtın ve yerleştirin. Parça sayısı, toplam oyuncu sayısından bir eksik olmalıdır.

Oyuncular "o" olmak için bir kişiyi seçmelidir.

"O" kişi "SHARK" diye seslenmek zorunda kalacak

Diğer oyuncular "SHARK"ı duyduklarında adada bir yer (bir gazete parçası) bulmaları gerekir.

Her oyuncunun gazetede en az bir ayağı olmalıdır.

"O" kişi adanın dışında adası veya ayağı olmayan birini bulursa, o oyuncu "o" olur.

Sadece bir oyuncu kalana kadar gazete parçalarını yavaşça kaldırmaya devam edin.

Kalan son oyuncu oyunu kazanır.

Haz

Döşemeli kumaş üzerinde tebeşir kalemiyle yaklaşık 1,5 inç aralıklarla ön noktaları yapın.

Silgiyi boyaya batırıp noktayı renklendirerek noktaları biraz kumaş boyasıyla renklendirin.

Oyunu oynamak için 2 oyuncuya ihtiyacınız var.

Her oyuncunun bir avuç dolusu kürdan ve diğer oyuncunun öğelerinden farklı olması gereken çiçek veya dal gibi bir sürü nesneye sahip olması gerekir.

Sırasıyla, her oyuncu iki noktayı birleştiren bir kürdan koyar.

Haz

Tahta kalasın bir ucuna büyük bir limon veya portakal büyüklüğünde küçük bir delik açmanız gerekecek.

Ahşabın geri kalanını seçtiğiniz bir renkle boyayın.

Oyuncuları tahtadan birkaç metre uzakta durmalarını sağlayın ve fasulye torbalarını delikten geçirmeyi hedefleyin.